Dilara Kirazoğlu | 21 Haziran 2023
Klasik bir iş gününden sonra çok yorgunum demek isterdim ama işsizim. Şimdi herkes aman tanrım falan diyor olabilir ama panik yapmayın gayet mutluyum işsizlik durumundan.
Bir süredir zaten memnuniyetsiz bir çalışma ortamında cesaretsizce sadece çalışıyordum. Yenilik getirmek, hayal gücünü kullanmak, bir fikir sunmak yok. Sessizdim. Hala sessizim gerçi. Korkuyorum. Sanırım sessiz olmak en korkuncu. Öylece oturup hiçbir soru sormadan çalışıyorum. Nedir beni buna zorlayan? Bilmiyorum. Neden? Bilmiyorum.
Geçen günlerden sonra istifa etme cesaretini gösterebildim. Bu arada öyle spontane yani. Instagram’da geziyordum. Bir videoya denk geldim. Hiç unutmuyorum o geceyi. Tutkulu olmak, gençliğinde cesaret gösterip hayatını değiştirmekle ilgili. Durdum dedim ki ben ne yapıyorum? Sadece 29 yaşındayım. Beni olduğum yere bağlayan hiçbir şey yok. Neden buradayım? Beni burada tutan şey nedir? Cevap yok. İstifa etmekte zor bir iş. O durumda bile şimdi iş arkadaşlarıma neler olacak diye düşünüyorum. Kapitalist sistem. Kurulmuş düzen kendime bazen gerçekten inanamıyorum. Yeni mezunken daha realistim sanırım.
Almanya’da 1 sene içinde 6 hafta tatiliniz var. Her tatile gidişte göbek atarak giden ben, geri dönerken havaalanına girdiğim an başlıyorum ağlamaya saatlerce. Neymiş efendim geri dönmek istemiyormuşum. İstemiyorsan dönme o zaman Diloş. Bu kadar basit aslında teorik olarak. Her hafta sonu kabına sığamamalar. Nereye gitsek, ne yapsak bilememeler. 36 saat için Berlin’e seyahat edip geri dönmeler. Gerçek anlamda kâbus yani. Evsizlik hissi… Tamam sorumluluk bilinci yüksek biriyim de. Neden? Ne arıyorum? Bu kadar mı acı çekmeye meraklı biriyim.
Tabi olayın farklı bir tarafından bakarsak geçen sene Mayıs’tan beri hayatımda gezmediğim kadar şehir ve ülke gezdim. O kadar çok şey öğrendim ki. Bir kere babam, annem, ilkokul öğretmenim beni iyi yetiştirmişler. Takdir ettim kendilerini. Bu öğrenme sürecinin hayatıma bir etkisi olmalı. Ne değişecek? Cevabı hala bilmiyorum. Ne yapacağım bilmiyorum. Hayatı akışına bırakmamız gerekiyor. Kendim dışımda kimseye zarar vermedim. Kendimi düzeltme zamanı. Sadece kendini düşünme, dinlenme ve kendini iyi hissetme dönemi artık.
Zamana ihtiyacım var düzelmek için. Bu da düzelme günlüğüm olsun. Bakalım neler olacak. 5 ay sonra nelerden şikâyet ediyor olacağım. Hayatımı yeniden kurarken nerelere gideceğim? Neler yaşayacağım? Bilmiyorum ama tek düşündüğüm şey sanırım bundan daha kötü olamaz. Ya da hayat bundan daha kötüsü olamaz demekle geçecek. Tek düşündüğüm: Her şey sadece iyiye gidebilir. Seni seviyorum Diloş.
Kuzey yarım kürede en uzun gündüzün yaşandığı bu geceden hepinize selamlar. Kışa mı yaklaşıyoruz demeden edemiyorum ama. Salıyoruz unutmayın. Soğuk bir bira açın. Güzel bir yudum.
Güzel bir akşam diliyorum.
Dilara
0 yorum